Kars 14. Mekanize Tugay Komutanlığı’nın da izniyle Kars Belediyesi tarafından Ortakapı Mahallesi’nde Kazımpaşa Caddesi’ne birleştirilmesi için açılan yeni yolda 1905 yılında bu topraklarda ölen Rus Komutan Anatoli Petroviç Fon Nutıhtiht’e ait anıt mezar 1905 devriminin Kars’taki izlerini ortaya çıkardı.
Yaklaşık 40 yıldır duvarların arasına sıkıştığı için unutulduğu öğrenilen anıt mezarın o bölgeye ne zaman konulduğu hakkında da bir bilginin bulunmadığı ise yine Anıt Mezarın altına yazılan nottan anlaşıldı.
Tarih Araştırmacısı Sezai Yazıcı da Anıt Mezarı yakından inceledi ve yaptığı araştırmalarda bu anıt mezarın 1905 devriminin Kars’taki izlerini yansıttığını söyledi.
Konuyla ilgili Kafkas Haber Ajansı’nın sorularını cevaplayan Yazıcı, şunları söyledi:
“1905 Ekim’inde Kars’ta 154. Derbent Alayı ile Bolşevik devrimciler arasında kanlı çatışmaların olduğu nu ve bu çatışmalarda ölen ve yaralananların bulunduğunu biliyordum. Ama doğrusunu isterseniz Anatoli Petroviç’in burada öldürüldüğünü bilmiyordum. O yıllarda başta Petersburg olmak üzere tüm Rusya’da başlayan Bolşevik ayaklanması işgal altında bulunan Kars’ta da baş göstermiş büyük gösteriler ve kanlı çatışmalar yaşanmıştır. Kars’ta 1905’ten önce başlayan grevler ve gösteriler giderek ivme kazanmış 1905 Ekim ayında doruk noktasına ulaşmıştı. Son derece örgütlü olarak organize edilen bu olayları ayak üstü tüm yönleriyle ifade etmenin olanağı yok. Ama burada kısaca şunları söyleyebilirim. Ekim Devrimine giden yolda başlayan olaylar Rusya’da 1900’lü yılların başlarında ortaya çıkmıştır. Bir süre sonra bu olayları Çarlık Rusyası’nın işgali altında bulunan Kars’a da yansımıştır. Kars’ta ilk karışıklıklar 1903’te baş gösterdi. 9 Ocak’ta demirciler, marangozlar ve ayakkabıcılarla diğer zanaatkarların grevi gerçekleştirildi. Ardından 1905 Nisan ayında bir dizi greve gidildi. Daha sonra Bolşevik propagandaları kışlalara sızdı. 154. Derbent Piyade alayında askerler arasında yayılan bildiride: “Komutanlık düşman olarak ilan edilmiş, onun emirlerine uyulmaması gerektiği” vurgulanmıştır. Bu itaatsizlik giderek tüm Kars garnizonuna yayılmıştır. O yıllarda Kars hapishanesinde olan Sergei Aliluyev ve arkadaşları yazdığı bildirilerle askeri birliklerde erler ve komutanlar arasında çatışmalara sürükleyen anlaşmazlıkların fitilini ateşlemiştir. Bu olaylar olurken Rusya’da Çar bir dizi ödünler veren 17 Ekim bildirgesini yayımlamıştır. Kars’ta 22 Ekimde sivil ve askerlerden oluşan gruplar büyük bir gösteri düzenleyerek bir manifesto yayımlamıştır. Olaya müdahale eden 154. Derbent alayı 50’yi aşkın kadın ve erkeği tutuklamıştır. Meydana gelen bu olaylar sonucu Derbent Alay Komutanı Anatoli Petroviç’in öldürüldüğünü tahmin ediyorum. Ama bu anıt mezarın ne zaman ve kim tarafından yapıldığını bilemiyorum.”
ANITIN ALTINDAKİ TÜRKÇE KİTABE
“Evet anıtın altındaki Türkçe kitabeden haberdar değildim.” diyen Yazıcı, “Bu benim için oldukça ilginç çünkü Latin harflerin kabulü bilindiği gibi 1928 yılının Kasım ayında oldu. Latin harfleri ile yazım daha doğrusu 1929 yılında başladı. Bu kitabenin daha önce yazılması söz konusu değildir. Bizim o dönemde 1920’lere kadar buradaki Müslüman ve yerel halkın kullandığı alfabe Osmanlıcaydı. O dönemin münevverleri Osmanlıca yazıp okuyorlardı. Aralarında Rusça okuyan yazanda vardı. Burada alttaki Türkçe kitabeye baktığımız zaman Latin harflerinin kabul sonrası yazım kuralları uygun olarak çevrildiğini görüyoruz. Bu kurallı bir alfabeye koşut olarak yazılmış bir çeviri gibi geliyor bana. İlginç olan bu tercümenin 1928-29’lardan sonra kim ya da kimler tarafından yapılmış olmasıdır. O zaman tesis edilen iyi ilişkiler çerçevesinde Rus konsolosluğu tarafından bu tercüme anıt mezarın altına yazdırılmış olması da muhtemel. Ama 154. Derbent Piyade Alay Komutanı Anatoli Petroviç o günkü rejimin muhalifi olduğu için doğrusu bu seçeneğe de temkinli yaklaşmak gerek. Kars’ın yakın tarihi ile ilgili Türkiye’de akademik kurumlarda dahil olmak üzere yeterli çalışma yoktur. Yani bizim kaynaklarımıza dayalı olarak pek çok çalışmalar var, Ama kast ettiğim Osmanlı, Rus, Gürcü ve Ermeni Arşivleri üzerinden yapılmış çalışmalardır. Bu konuda en önemli inceleme Dr. Candan Badem’in Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars Vilayeti adlı çalışmasıdır. Kars’ın yakın tarihini öğrenebilmek için bu kaynakların bilinmesine ve bunların incelenmesine ihtiyaç vardır. Ama maalesef bu kaynaklarla karşı yetirince ilgi yoktur. Burası niçin böyle saklı kaldı dediniz, Kobro’nun kitabında 1905’te Kars’ın o dönemdeki caddelerin planını ve isimlerini içeren, kitabın arkasında bir harita ya da plan diyebileceğimiz bir çalışma var. Bu caddenin açık olduğu zaten gözüküyor. Ama daha sonra bu cadde köreltilmiş, kullanımdan uzaklaştırılmış. Öyle olunca da, anıt biraz içeride kalmış. Yoksa buranın baştanbaşa cadde olduğu vs. biliniyor.” şeklinde konuştu.
1905 DEVRİMİNDEN SONRA RUSYA ÇARLIĞI BİR ANAYASAL MONARŞİYE GİTMİŞTİR
“En altta bir yazıda bu taşın buraya ne zaman konulduğu bilinmemektedir diye bir ibare olduğu?” sorusu üzerine Yazıcı şöyle konuştu:
“Evet o Türkçesi onu zaten az önce söyledim. Burada ilginç bir durum var. 22 Ekim’de hapishaneden çıkan Marksist devrimcilerinin önemli bir hareketi başlattıkları biliniyor. Hatta Çarın 17 Ekim’de bir deklarasyon yayınladığı biliniyor.1905 devriminden sonra Rusya çarlığı bir anayasal monarşiye gitmiştir. Yani bir ölçüde bu hareketliliğin amacına ulaştığını söyleyebiliriz. O yıllarda Kars ve Sarıkamış’ta çok önemli bir Bolşevik örgütlenme vardır. Az önce söylediğim gibi buraya Petersburg’dan gelen 17 devrimcinin ki bunların başlarında Sergei Aliluyev var, bu başkaldırı da önemli rolleri olmuştur. Bu olaylar sonucu Alay Komutanı öldürülmüştür. Ama anıt mezarın bir süre sonra yapılmış olabileceğini, bunun Türkçe çevirisinin de ancak 1930’lardan sonra daha doğru bir ifadeyle 1930-1940 tarihleri arasında yapılmış olabileceğini düşünüyorum.”
BURADAKİ MÜSLÜMAN TÜRK YERLİ HALKTAN BOLŞEVİK HAREKETE BİLİNENİN TERSİNE KATILAN OLMAMIŞTIR
Yazıcı, “Bu anlatmış olduklarınız şuan Türkiye’de her hangi bir kaynakta yer alıyor mu?” sorusu üzerine de, “Hayır sanmıyorum. Türkiye’de bu konuların bilenler kendi özel çalışmalarıyla bilebilir. Rusça, Ermenice kaynakları incelemiş ya da bir şekilde tercüme ettirip okumuş insanların olabileceğini düşünüyorum. Ama yayınlanmış diyorsanız yok. Aliluyev’nin buradaki hapishane günlerini anlatan İngilizce bir anı kitabı da var. Ama onun dışında, daha çok Rusça ve Ermenice kaynaklardan bu hareketin boyutları öğrenilebilir. 1905’ten sonrada buradaki bu hareketlilik durmamıştır. Bu 1920’lere kadar gitmiştir. Buradaki Müslüman Türk yerli halktan Bolşevik harekete bilinenin tersine katılan olmamıştır. Davet edilenler olmuştur. Ama bu hareket içerisinde yer alan kendisini gösteren çok önemli kişilerin olduğunu göremiyoruz.” ifadelerini kullandı.
1905’DE ANATOLİ PETROVİÇ’İN BÖYLE BİR ANIT MEZARLA BİLİNİR OLMASI GAYET NORMAL
Yazıcı ayrıca, “Kısaca özetlersek Kars için Kars tarihi için ne kadar önemli, ne gibi yeri var?” sorusuna da, “Açıkçası bu alttaki çeviriyle birlikte belki bir anlam kazanır çünkü, o günkü rejimin bir güvenlik kurumu olan 154. Derbent Alayı ve onun komutanı daha sonraki rejimin karşıtı haline gelmiştir. Yani 154’üncü Derbent alayı önemli toplumsal olaylara karşı konuşlandırılmış bir güvenlik teşkilatı. Bunu içerisinde personel 17 Ekim’den başlayarak alay komutanlığı emirlerine karşı bir itaatsizlik başlatıyor. Hatta yayımlanan bildirgeyle personelin artık bu alay komutanlığının kendi hiyerarşisi içerisindeki emirlerini dinlemeyeceklerini ifade etmesi önemlidir. 1920’ye kadar burada çok ciddi muhalif bir Bolşevik örgütlemesi olmasına karşın Bolşevikler yönetimi alamadı. Mayıs 1920’de Sarıkamış’ta başlayan, Kars Çalgavur’da genişleyen daha sonra Ergine vadisine kadar giden oldukça örgütlü bir başkaldırı harekatı vardır ve bu kalkışma Rusya’nın Bolşevik Parti Tarihine geçmiştir hem de bu konuyla ilgili en temel kaynaklarda ye almıştır. Ama bu gösteriler o günkü rejim tarafından ezilerek bastırılmıştır. Yani o dönemde 1905’de Anatoli Petroviç’in böyle bir anıt mezarla bilinir olması gayet normal. 1920’den sonra rejimin değişmesi ve onun yanı sıra bizim Türkçe Latin alfabeyi kullanmaya başladıktan sonra altına bizim bugün kullandığımız alfabenin yazım kurallarına koşut olarak bir çevirinin yapılması biraz zor anlaşılıyor. Çünkü o gün rejim değişmişti yani 1930’dan sonra buradaki dostluk kardeşlik anlaşması çerçevesinde belki bir takım şeyler olabilirdi ama bu rejim karşıtıydı nasıl olmuş açıkçası o konuda bende bir şey söyleyemiyorum.” cevabını verdi.
YOL ÇALIŞMASINDA ORTAYA ÇIKTI
Kars’ta 01 Temmuz 2013 tarihinde başlanılan trafikte tek yön uygulaması araç geçişlerinin daha rahat yapılabilmesi için yeni caddelerin açılması ihtiyacını da gündeme getirdi. Kentin yoğun olarak kullanılan Faikbey ile Kazımpaşa Caddelerinin de tek yöne tabi tutulması nedeniyle Kazımpaşa Caddesi ile Gazi Ahmet Muhtar Paşa (GAMP) Caddesi arasına yeni bir yol yapılması planlandı. Bu bölgede de 14 Mekanize Tugay Komutanlığı’nın bulunmasıyla gerekli yazışmalar yapıldı ve askeriyeden de izinler alındı. Ardından bir hafta önce bölgede yol açma çalışmaları başlatıldı. Dün akşam saatlerinde de binalar arasında kaldığı için yaklaşık 40 yıldır unutulan bir anıt mezar ortaya çıktı. Yol ortasında kalan anıt mezarın geçmişiyle ilgili bir bilgiye ulaşılamazken ilgili kurumlar inceleme başlattı.
Yaklaşık uzunluğu 2 metreyi bulan mezar taşında anıtın 1905 yılında bu topraklarda ölen Rus Komutan Anatoli Petroviç Fon Nutıhtiht’e ait olduğu Türkçe ve Rusça yazılarla ifade ediliyor. Taşın üzerinde ayrıca, 154. Derbent alay Komutanı Anatollı Petroviç Fon Nuttiht 23 Ekim 1905 vefat etmesiyle birlikte yapılan anıt mezarının üzerinde aynen şu bilgiler yer alıyor: “Allah senin ruhunla beraber” Taşın sağ yan tarafında “SNİTSİN” adıyla (Bu ifade Moskova da yaşayan Snitsin sülalesinden geldiği bilinmektedir) deniliyor. Taşın arka yüzünde de, “Sevgili kardeşim Anotolie, Not: Bu taşın nereden ne şekilde geldiği bilinmemektedir.” yazıları bulunuyor.
Anıtı gören vatandaşlar ise şaşkınlıklarını gizleyemediler. Uzun uzun anıt mezarı inceleyen vatandaşlar, “Yıllardır Kars’tayız ama bu anıtı yeni gördük” dediler.